Agatha ve Cinayet Gerçeği Film Konusu ve Yorumu

Agatha ve Cinayet Gerçeği Film Konusu ve Yorumu yazımızda; Agatha ve Cinayet Gerçeği film konusu, yorumu, incelemesi, eleştirisi, yönetmeni, senaristi, oyuncu kadrosu, yayınlanma tarihi, IMDb puanı, fragmanı gibi soruların cevaplarını bulacaksınız…

Polisiye romanlarının kraliçesi olarak gösterilen Agatha Christie, 1926 yılında ortadan kayboldu. 11 gün boyunca ortalıklarda gözükmezken polis ve halk kendisi için büyük endişe duymaya başladı. Araştırmalar sonucunda, göl kenarında ağaca çarpmış bir araba ve yola dağılmış bir bavul bulundu. Ancak bu hiçbir gerçeği açıklamaya yetmedi.

11 günün sonunda aniden ortaya çıkan Christie, gittiği ve yaşadığı yerle ilgili hiçbir açıklama yapmadı. Ne yaptığını, nereye gittiğini kimselere paylaşmadı. Fakat arkası kesilmeyen teoriler çoktan üretilmeye başlanmıştı. İstanbul’da bir otelde olduğu, bir cinayet romanı ile uğraştığı gibi farklı tahminler ortalıkta gezdi. Ve 2018 yılında yayınlanan Agatha and the Truth of Murder isimli TV filmi, bu süreçte başarılı yazarın başından geçen olası olaylara ayrı bir bakış açısı sundu.

Agatha Christie’nin hayatının en zorlu dönemlerinden birinden geçiyordu. Polisiye ve gizem unsurunu başarı ile öne çıkarttığı romanları çokça okunsa da okurlar şüphelilerin gizemini oldukça hızlı çözüyordu. Ve yeni bir olay örgüsü bulmakta zorlanmaktaydı. İş hayatının yanı sıra aile hayatı da pek iç açıcı değildi. Kocası artık onu sevmediğini söylüyor ve ondan boşanmak istiyordu. Ancak Christie’nin duyguları ilk günkü gibi saf ve berraktı.

Agatha ve Cinayet Gerçeği Film Yorumu (Agatha and the Truth of Murder)

Christie’nin duygusal ve fiziksel durumu, birkaç gün önce reddetmiş olduğu bir teklifi kabul etmesiyle düzelmeye başlar. Altı yıl önce trende işlenen “Florence Nightingale Shore” davası, Mabel isimli hemşire tarafından tekrar gündeme gelir. Hemşire kadın, Christie’den davaya göz atmasını ister.

Genç yazar ilk başta olumsuz yaklaşsa da dava ve bilgiler ilgisini çeker. Christie, içinde bulunduğu dramatik ve kaotik ortamdan kurtulma şansını bu davada görür. Böylece Mabel ve Agatha Christie “katil kim” başlıklı planlarını işlemeye koyulurlar. Ancak kalan dakikalar izleyenler için sürprizlerle doludur…

Bugüne kadar Agatha Christie ve romanları ile tanışmayan yoktur. Beğenilsin ya da beğenilmesin, yakın tarihin en önemli yazar ve kişiliklerinden birisidir. Ki bu durum kendisini dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olmasının açıklar niteliktedir.

Sözüm odur ki böyle güçlü ve sevilen birini sahneye yansıtmak pek kolay değildir. Bu noktada Ruth Bradley performansıyla büyülemeyi başarır. Karaktere yaptığı kişisel dokunuşlar gözlerden kaçmazken yazarın gerçek bir okuru olduğunun ispatını yapar. Ve yaşanan gelişmelere ayrı bir bakış açısı sunmayı başarır. Bence şans vermelisiniz.

IMDb: 6,3

Diğer bir popüler filme göz atın: Bir Katliamın Romanı

Agatha ve Cinayet Gerçeği (Agatha and the Truth of Murder) Film Konusu ve Yorumu yazı sonu…