Bir Çırpıda Biten Stefan Zweig Eserlerinden 4 Kitap Önerisi
Her şeyden sıkıldığımız şu zor günlerde kalın ve uzun kitaplar sizi yoruyorsa tam da size göre bir yazarla geldim. Modern Klasikler serisinde Stefan Zweig’ın da 15 kitabı bulunuyor. Yazarın her eserinde hem 2. Dünya Savaşının izlerini hem de sizi içine çeken duygusal travmaları göreceksiniz. İşte size en sevdiklerimden 4 kitap önerisi. İyi okumalar!
1) Leporella

Stefan Zweig, her kitabında olduğu gibi bu eserde de psikolojinin temel unsurlarını yüzümüze çarpmayı başarmış. Ama genelde en dikkat edilecek şey her eserinde bu psikolojiyi kadınlar üzerinden, onların itaatsizliği, iradesizliği üzerinden yansıtması.
Leporella, farklı bir hizmetçinin öyküsünü anlatıyor bize. Baş kahraman Crescenz (Leporella), evlilik dışı dünyaya gelmiş bir çocuk. Toplumun ona el uzattığı şekilde 12 yaşına gelmiş, 12 yaşından sonra hizmetçi olarak çalışmaya başlamış zavallı kız. Kimse onu gülerken, sevinirken görmemiş hep donuk gezer, makine gibi çalışırmış. Sadece işine bakıyor; temizlik, süpürge hamur işleri, halı dövme, çamaşır her zaman Crescenz’in elinden geçiyormuş. Asla tatil yapmıyor hatta kiliseye bile gitmeyen pasif bir karakter. Bir gün karşısına çıkan iş teklifini kabul edip Viyana’ya yerleşiyor. Her gün emirleri yerine getirip işine bakıyor. Ta ki evin hanımı tatile gidene kadar. Evin erkeği Baron eve sürekli başkalarını alır, her gün gönlünü eğlendirir. Ama bunun sonucunu Leporella ve evin hanımı çeker. İki kadında intiharla sonuçlanan bir sona doğru giderler.
2) Korku

İnsanlar sürekli korkuyla yaşayabilir mi? Ya da sürekli etrafımızda dolaşan korkunun çemberinde mi yaşıyoruz? İşte yine kendimize sorular sordurtan bir Zweig eseri. Her insanın korkuları vardır. Fakat bazı bireyler bu korkulardan kaçarken, bazı bireyler de bu korkuların üstüne giderek bir şekilde işin içinden çıkmaya çalışırlar. Başa çıkılır çıkılmasına ama bu durum bizim hayatımızdan, fizyolojimizden, ruhumuzdan da bir şeyleri beraberinde götürür.
İşte baş kahramanlarımızdan Irene kendini hızla çöktüren bu korkuyla nasıl başa çıkacak…
Eserin içeriğinde; evli ve iki çocuk annesi olan Irene’ ın stressiz, sakin bir hayatı vardı. Ama bu sessiz hayatı bir piyaniste aşık olana kadardı. Hatta bu noktada da korkusu yoktu. Aşkı onu uçuruyordu.
Bir gün buluştukları esnada birine yakalanıyorlar ve Irene için şantajcısı hayırlı olsun. İşte burada korkuları onu yenmeye başlıyor. Uyuyamıyor, gün geçtikçe zayıflıyor. Bana kalırsa korkusunun nedeni yine çok sevdiği eşine ve çocuklarına karşı olan sevgisi. Ama bizi beklendiği gibi korkunç bir son beklemiyor. Korkunun ecele faydası olmuyor.
3) Satranç

Satranç, direk Nazi’ ye karşı atılmış bir eleştiri. Zweig, ölümünden önce basmış düğmeye ve resmen bir veda mektubu bırakmış bize.
Eserde iki ana karakterle karşılaşıyoruz. İlk karakter, gözü satranç dışında hiçbir şey görmeyen hatta hiçbir şey bilmeyen bir satranç ustası.
İkinci karakterimiz ise, satrançla tesadüfi karşılaşan ve karşılaşana kadar normal hayat süren biri. Kitapta genelde Naziler ve Alman toplumu zamanları dikkat çekiyor. Dünya satranç şampiyonu olan Mirko, bir gemi yolculuğunda ismi gizemli, amatör bir satranç oyuncusuyla tanışır. Ama en önemlisi satrançla nasıl tanıştığı. Bu gizemli oyuncu aslında bir Nazi kurbanı ve onu hayata tutan şey ise; satranç…
4) Ay Işığı Sokağı

Eser bazı kitaplarda 5 öykünün içinde yer alıyor fakat ben tek cilt halinde olanı okudum. Karamsarlık, yalnızlık, üzüntü ve bolca ‘’vah vah!’’ dediğimiz temalar yine bu kitapta da sınır tanımamış. Yalnız diğer eserleri gibi çok derinden etkilediğini söyleyemem.
Kitabın içerik kısmına gelecek olursak; Fırtına sebebiyle geciken gemi Fransa’nın küçük liman kentlerinden birine yanaşıyor ve gemidekiler bir gece burada konaklıyor. Baş kahraman olan genç gezgin otelin yağlı kokusunu çekmek yerine kendini sokaklara atıyor.
Cılız ışıklı bir sokağa sapınca genelde denizcilerin bedensel ihtiyaçlarını giderdikleri kötü bir sokağa geldiğini anlıyor. Yola devam ederken biraz önce girdiği oturduğu küçük dükkanda karşılaştığı adam karşısına çıkıyor. Ve adam kendi hayat hikayesini anlatmaya başlıyor genç gezgine.
Bu zengin ve cimri adam, yoksul bir kadınla evlenir fakat sürekli kadını yoksul, sefil hayattan kurtardığını yüzüne çarpar, kadın dil dökmeden bir şey aldıramaz. Kadının canına tak ediyor sonunda ve evi terk ediyor. Adam onu bulmak için servetini bir kenara bırakıp her yere gidiyor. Buluyor, kadın onu tekrar affediyor ama nafile adam değişmeyince kadın bir notla yine kayboluyor. Zengin adam, genç gezginden yardım dileniyor. Ama huylu huyundan vazgeçmeyince sonuç değişiyor mu?
Bir Çırpıda Biten Stefan Zweig Eserlerinden 4 Kitap Önerisi yazı sonu…
İzole Günleri Sürükleyici Hale Getirecek 5 Muhteşem Kitap Önerisi yazısı için tıklayınız.
Categories
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.