Skip to content

Kurye (The Courier) Film Konusu ve Yorumu

Kurye (The Courier) Film Konusu ve Yorumu isimli içeriğimize hoş geldiniz. Sizleri birkaç dakika boyunca meşgul edecek inceleme yazısında şuna benzer soruların cevaplarını bulacaksınız. Kurye (The Courier) film konusu, yorumu, incelemesi, eleştirisi, yönetmeni, senaristi, oyuncuları, karakterleri, yayınlanma tarihi, IMDb puanı, fragmanı, hakkında, özeti, analizi gibi soruların cevaplarını bulabileceksiniz. Diğer güncel içerikler için takipte kalınız. Keyifli dakikalar dileriz…

Kurye (The Courier) Film Konusu ve Yorumu

Kurye’yi herkesin diline taktığı şekilde yani bir gerilim filmi şeklinde özetlemek yanlış olacaktır. Dış politikayla yakından ilişki kurmayanların bir nefeste sıkılacağı ve son perdeye kadar zar zor idare edeceği bir siyaset-drama filmidir. Siyasetin yalanlar dünyasına işaret etmesinin yanı sıra paslı, bunaltıcı kıvrımlara sahiptir. Ancak ikinci perde için aynı vasat yorumları yapmak da Benedict Cumberbatch gibi kurnaz bir karaktere haksızlık olacaktır. Çünkü Kurye’nin can sıkabilecek hikayesine hayat veren kişi kendisi olacak. Ve gerilim temasının karşılığını vermeye başlayacaktır.

Sıradan bir adamın sıra dışı bir göreve yerleştirilmesi sonucu oluşan aksiyon ve dramanın beyaz perdeye uyarlanmış hali The Courier ile ilk değildir. Sinema dünyası genel tabiri casusluk olan konsept ile epey yakın ilişkiler kurmaktadır. Bu durum bir klişe örneğine işaret etse de Soğuk Savaş casusu olarak bilinen Greville Wynne için aynı yorumlar söz konusu değildir. Çünkü kendisi gerçek anlamda sıradan bir adamken tamamen sıra dışı bir dünyaya yöneltilmiştir.

Kurye (The Courier) Yorumları

CIA ve MI6 için Doğu Avrupa’da işler yapan ve aynı zamanda da ortalıklarda çok gözükmeyen bir mühendis (Greville Wynne) biçilmiş kaftandır. Soğuk Savaş’ın nüksettiği, ülkeler arası kutuplaşmanın tavan yaptığı bir dönemde Greville Wynne çeşitli kanallarla ortaya çıkan casus karakter olacaktır. Hedefi ise MI6 nezdinde çalışarak Sovyetler Birliği’nin güçlü nükleer dalgasına sızmak ve akabinde de Küba Füze Krizine son vermektir. Ironbark kod adlı General Oleg Penkovsky ile ilişki kuracak olan Wynne’nin istihbarata girerek bir nevi “tıkaç” görevini üstlenmesi beklenmektedir.

Yılmaz Erdoğan’ın başrolde olduğu Netflix Türkiye filmi: Kin

Yönetmenliğini Dominic Cooke’un üstlendiği The Courier dışarıdan bakıldığında aksiyon ve heyecanın bol olduğu bir senaryo izlemine kapılmamıza ön ayak olsa da başta ülkeler arası gergin zamana devamında da Wynne’nin sıradan dünyasına epey zaman ayırmaktadır. Siyasi bülten kavramını takip etmekten keyif alanların dahi sıkılacağı bir tempoya sahipken yerli-yersiz pek çok bilgiyle -bana göre- akışa zarar vermektedir. Ancak casusluk kavramı enerjiyi diri tutma adına önemli bir ögedir. Kaldı ki bu enerji kavramının karşılığı da Wynne’e hayat veren Benedict Cumberbatch yardımıyla elde edilmeye başlanır. Her ne kadar bu süre ikinci perdenin sonlarına doğru karşılık bulsa da hiç yoktan olumlu bir final sunar.

Hikâyenin politik kısmını geride bırakıp sadece senaryo ve oyunculara odaklanacak olursak; durağanlık, ivmelenmeme gibi problemlerden arda başarılı bir kurgu kalmaktadır. En nihayetinde politikadan hiç hazzetmeyenlerin dahi keyif alacağı bir gidişat söz konusudur. Ancak tekrar ve tekrar hatırlatmakta fayda var. Bazı sekanslar sizleri sıkacak… Ve hatta filmi birkaç kerede bitirmenize sebep olacaktır. Sonuç olarak: 6,5/10.

IMDb: 7,1

Filmde görev alan diğer oyuncu ve karakterler:

  • Benedict Cumberbatch – Greville Wynne
  • Merab Ninidze – Oleg Penkovsky
  • Rachel Brosnahan – Emily Donovan
  • Angus Wright – Dickie Franks
  • Željko Ivanek – CIA Director John A. McCone
  • Kirill Pirogov – Gribanov
  • Jessie Buckley – Sheila
  • Anton Lesser – Bertrand
  • Maria Mironova – Vera

Kurye (The Courier) Film Konusu ve Yorumu yazı sonu. Böylece bir yazının daha sonuna geldik. Öyleyse sizlere keyifli seyirler. Ayrıca siteye abone olarak güncel yazılardan anında haberdar olabilirsiniz. Diğer içeriklerde görüşmek üzere…

Liked it? Take a second to support Canberk Hatipoğlu on Patreon!
Become a patron at Patreon!
%d blogcu bunu beğendi: